Atasözleri ve Deyimler:)

 
 

   ηa¢кσ 

 

ATASÖZLERİ ve DEYİMLER 

Acıma yetime koyar götüne; "birine gerektiğinden fazla acır ve yardım edersen bir gün gelir sana zarar verir" diye düşünen keskin görüşlü insanlar kullanır.

 

Açılmış deliğe herkes kor; Atasözü / Bir işin oluşması için gerekli ortam sağlanmışsa herkes o işi tamamlayabilir, sürdürebilir.

 

 Adı(m) ulu, götü(m) kuru; Ünü çok fakat sanılanın aksi bir durumda olan insanların sözü

 

Alçacık alçacık damlar, bedava gitti bizim amlar; Ev kadınının gelin gittiği evde emsal gelinlere kıyasla yoksul görünen evinin alçak tavanına bakıp, iç geçirmesi.

 

Anadan sıska, ne yapsın muska; Kökü çürük, tedavisi olanaksız kişiler için söylenir.

  

Anlaşıldı Vehpi’nin kerrakesi ; işin iç yüzünün anlaşıldığı, amacın belli olduğu zamanlarda kullanılıyor.

 

Arkadaş değil, arka taşı; Aslında zarar veren, sıkıntı yaratan sözde arkadaşlar için kullanılıyor.

 

Arpalı buğdaylı oturmak ; Bir toplantıda kadınlı erkekli karışık oturmak.

 

Az ko da, sen ko; Çok kandırılan, dostlarından kazık yiyen bir insanın yakınışı.

 

Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı siker. Şanssız insanlar için söylenir.

 

Beykoz’da siki kalkan burada! ; Aklına esen, en uzak yerden bile kalkıp buraya gelmiş anlamında.

 

Bugün yediğin hurmalar yarın götünü tırmalar. ;yaptığın hatanın, açgözlülüğünün bedelini yarın ağır ödersin

 

Birden aşkı domaldı. ;Birden bire sevecenliği tuttu, "aşka geldi" anlamında kullanılır.

  

Bok boku kenefte bulurmuş. ;Atasözü / İki benzer insanın uygun yerde buluşması, birlikte olması, iş yapması.

 

Taşağını gezdiren yesin.; Bu deyim Anadoluda genellikle su getirene teşekkür etmek için kullanılıyor.

 

Deve dikeni, kadın sikeni / severmiş. ; Atasözü

Dingo’nun ahırı. ;

Sikli baba tekkesi.

 

El sikiyle gerdeğe girmek.; Deyim / Başkasının olanaklarıyla bir işe kalkışan insanlar için söylenir.

 

Eski amla yeni sefa sürüyor.; Deyim / Kullandırır kullandırır sonra bir enayiye rastlar ve fırsatı değerlendirir bir sefa sürer ki sorma.

 

Eşek ölecek, ters dönecek, siki güneş görecek. ;Söz dizimi / Olmayacak ya da olsa da çok zor ve geç olacak iş için söylenir.

  

Falın fallanmış amın kıllanmış. Deyim / Senin işin çoktan bitmiş, eleğin elenmiş duvara asılmış, artık parlak günlerin geride kalmış.

 

Gökten am yağsa bize yarak düşer… o da yerden seker kıçımıza girer.Atasözü / Şanssızlıktan yakınanların kullandığı bir söz.

 

Göt dediğin ötmeli, ötmeyen götü sikmeli. Atasözü / Her şey amacına uygun şekilde işlevsel olmalı, amacına uygun değilse hiçbir değeri yoktur.

 

Göt kısmetten çıkınca uçkur dokuz yerden koparmış. Atasözü / Bir işin olmayacağı varsa şanssızlıklar alıp başını gider.

 

Hamama gider kurnaya, düğüne gider zurnaya âşık olur. ayran gönüllü", çabuk sevdalanan, sevdiğinde kararlı olamayan kişi.

 

Her kuşu siktin, gözünü leyleğe diktin.Atasözü / Sanki her işi başardın da başarmadığın bir tek bu iş kalmıştı!

 

Hesabını bilmeyen çavuşlar, döner götünü avuçlar.Atasözü / Bugün akıllıca, hesaplı davranmazsan yarın döner yakınırsın, pişman olursun.

 

Hıyarım var diyene (bir avuç) tuzla koşmak: Deyim / Düşüncelerini ve inançlarını hemen değiştirebilen, sözünden caymakta hiçbir engeli bulunmayan kişilere söylenir. Bk: Sikim hıyar diyene, bir avuç tuzla koşuyorsun.

 

Kaderde varsa düzülmek, neye yarar üzülmek.deyim / Kötü sonuçlanmış ya da sonuçlanma olasılığı olan durumlarda rahatlamak için kullanılır.

 

Müslümanın aklı koyunun götündedir. Atasözü / Çevresindeki diğer şeyleri göremeyen, onlardan yararlanmayan kişiler için kullanılır.

 

Of deyince kara bağrım "kütüler", amın iyisini sikti bizden kötüler. Sözdizimi / Kahramanmaraş bölgesinde söyleniyor. İçlenenlerin aklına ilk gelen söz. Kütüler: Kötüler.

 

Osuruğu cinli. ;Deyim / Sinirli, hızlı hareket eden, birden parlayan, agresif insan.

 

Sersem sikin tohumu. Deyim / Kazayla, yanlışlıkla olmuş, istenmeyen.

 

Patlak prezervatif çocuğu.

 

Sıçılacak ağız göte yakın gelir. Atasözü / Yaptığından pişmanlık duymayan birinin, zarar verdiği kişi için "istedi ve haketti" anlamında söylediği.

 

Kaza geliyorum demez, gelir anlamında da kullanılır.

 

Sıçkın müezzin.Deyim / ??? Anlamını bulamadım. Yardımınızı bekliyorum.

 

Sikte durmaz Perihan. ;Deyim / İşine yoğunlaşmayan, aynı anda birkaç iş yapan, bir oturup bir kalkan, yerinde duramayan.

 

Şalvarı yok, uçkuru beş batman!;Deyim / Haddini bilmeyen kimseler için…

 

Şaşkın ördek götün götün yüzermiş. ;Deyim / Şaşıran kişi doğal olmayan davranışlarda bulunur.

 

Ters çevirip düz sikmek. Deyim / Sağ gösterip sol vuran. Bir başka anlamı da başına büyük bir bela alan.

 

Tilkinin sikini bilediği yer. Deyim / Çok sapa yer.

 

Türkiye’de oturup da Fransa’nın bokunu karıştırma. ; Herkesin işine karışma anlamında.

 

Yüz verdik Ali’ye, geldi sıçtı halıya. Patavatsız ve beceriksiz birine biraz hoşgörü gösterir, ona fırsat verirsen sonunda sana zarar verir.

 

 Züğürt olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak iyidir.

             

 
 

 

      

  

 

 

Genel içinde yayınlandı | 3 Yorum

Mum ışıqı ve Sevgili yanlızlıqım..

 

Herkes çeker gider zora gelince ,bir aşk kalır, mum ışığında yalan gülücükleri ile,benimle…

Yeni moda sevgiler;
Anlam veremiyorsun hiç bir şeyine ,bir bakıyorsun biri geçmiş aynada ki silüetin yerine sana seni ve sana olan aşkını anlatıyor,oysa daha bir hafta önce sigara dumanına haps olmuş bir bar köşesinde tanıdın onu,kafası güzeldi,ne dediğini ve en önemlisi kime söylediğini bile bilmiyordu,tek gecelik birşeyle başladı sonra,sonrası ertesi sabah gelişti…
Sen kimsin?
Dün gece beraber mi olduk yani,nasıl yani ya?
Ama dur dur…Anımsıyorum inanılmaz etkileyici bir insansın sen…
Masal başlamıştır artık,ta ki; kişilerden biri alacaklarını sonuna kadar aldığını düşündüğü o gün gelene kadar.
Anlam veremezsin beyninde ki yanma ve uyuşmalara,peri sanarsın,yanılmazsında maskeli bir peridir,şeytani görünümünü en sona saklamıştır, bir başka bar gecesinde,düşeceği bir başka kollara saklamıştır o şeytani maskeyi…
Sen aşk uykusunda o ise haince pusulardadır,sen delice sevme ve evlilik hayellerinde o ise yeni bir gece hayalindedir,yakmıyordur en deli ateşin bile onu,eritmiyordur dokunuşların artık bedenini ve sen bitmişsindir…
Ne söylesen,ne yapsan boşadır artık,geride nafile rutinler ve tükenmez krizler kalmıştır….
Gitme dur, ne olur dur!
Desen de boşadır tüm çaban,o hiç senin olmamıştı aslında,sen sadece onun maskesini satın almıştın sevginle…
O ise sadece bedenini arzulamıştı senin…

Bizler ki ; Okumayan,gelişmeyen,araştırmayan,savaşmayı ,sabretmeyi,emek vermeyi ve çaba göstermeyi unutmuş bir toplumun son neferleriyiz…
Bize aşklar son moda,yürek,adamlık,sevgi,karakter yalan olmuş…
Varsa babanın parası en güzeli,en boyalısı senin,takma kafana al birini,değiştir sonra diğeri ile,arkadaşı da olabilir bu sorun değil,paran var senin…
Takma kafana yeni moda aşklar bunlar,alır alır satar seni en hain geceler de…
Boşuna besleme yüreğini en deli mertlik ile, nasılsa para etmiyor adamlık…
Bırak sevmesinler seni,her seven yeni bir kahpelik satacak sana nasılsa…
Sevgini verme kahpelik satın almak istemiyorsan…
Yüreğini ortaya koyan insanlar yok artık,çünkü bedenler geziniyor ortalıkta şimdilerde…
El değmemiş bekaretleri ve ellenmemiş yeri kalmamış bedenleriyle…

Sevmek zordur,sevmek güzeldir,başkadır,emeklidir,çabalıdır, olmuyor ki sadece "seni seviyorum" demekle olmuyor ki, keşke olsa…

Zor da bitmez sevdalar,zora gelince deli bir boran gibi kükrer gerçek sevgiler….
Herkes çeker gider zora gelince ,bir aşk kalır, mum ışığında yalan gülücükleri ile,benim.
Nacko



Herşeyi SevebiLirdim Sewmeye Senden BaşLamasaydım ..!

 
DUYGUSAL içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Alkış:))

Alkışlıklar

Bir alkışda otel lobisinde pazarlık ettiği hayat kadınına ”Ya ben zaten erken boşalıyorum. İki dakika sürmez! ” diyen arkadaşa bir alkış lütfen!

     Pratik Don

Ama en büyük alkışı engin fantezi dünyasından beni de nasiplendiren kuzenime… Neden mi? Aldığım kadın boxerı için "bizim pipimiz yok ki, ön bölmesi ne işe yarıyor" soruma "donunu çıkarmadan vermeye" cevabını verdiği için.

İç çamaşırı

Arkadaşımın sevgilisi "neden sütyen takıyorsun ki, nasılsa içini dolduran bir şey yok" deyince arkadaşımdan gelen cevapla dumura uğramış Ve o alkıllarınıza layık cevap: "Sen külot giyiyorsun ama!" Kendisini tebrik eder sevgilisine magmada mutluluklar dilerim.

     Hacı Şakir

İstediğim sadece bu sıcak havalarda bir meşrubat içmekti be çingene teyzeciğim… Girdiğim bakkala girmek zorunda mıydın be çingene teyzecim? Hadi girdin ”abe bakkalcı ordan bir kalıp Hacı Şakir ver de a..cığmı yıkayayım, gül gibi koksun” demek zorunda mıydın? O meşrubatı burnumdan çıkartmak zorunda mıydın abe teyzecim?

      Yanlışyer

Bundan 3 yıl önce sevgilinin evine gidilir. Biraz oynamadan sonra sevgili bakire oldun için anal seks yapılır. Akşam eve döndükten sonra mesaj sesi duyulur. Telefon uzakta olduğundan ve üşengeçlikten "Anne şu mesajıma bir bakıver, kim, ne diyor" diye anneye seslenilir. Ardından annenin sözüyle magmaya gidilir: "Sevgilinden geliyor, kanaması varmışda, yanlışyere mi yerleştirdin diye soruyor."

      Güvensizlik

Annemden inciler: ‘Donuma bile güvenim yok, …ötüme dokunuyor’ 

     Soba borusu

Misafir odasında baca deliği olmadığı halde "Anne sobayı bu sene misafir odasına kuralım mı?" diyen abime, "Olur, boruyu da k..çına sokarız, kafanı camdan çıkarırsın, sorun olmaz." diyen anneme alkış istiyorum. Hemencecik çözdü sorunu.

     Kaç Tane Yeter?

Çıkacağımız 10 günlük tatil öncesi kocam, eline 2 tane prezervatif alıp "Yeter değil mi?" diye sordu. Ve bu tatil aslında söylemeye utanıyorum ama balayımızdı.

     Güvenlik zarı

Telefondaki müşteriye güvenlik kontrolü sırasında "Annenizin kızlık zarı?" diye soran bendim. Ve fakat alkış istemiyorum. Yeterince utandım çünkü.

     Nereye?

Sabah sabah durakta dolmuş bekledimi gören ve pek muhabbetimiz olmamasına rağmen beni arabasına alan yan komşumuza bir teşekkür ediyorum. Yolda yanımızdan hızlıca geçen arabaya "Nereye gidiyosun ulan pezevenk?" diye bağırrmasını kınıyorum. Ama üstüne alınıp "şehir merkezine abi" diye cevap veren kendime de büyük bir alkış istiyorum…

     Bilinçli tüketim, bilinçli üretimle olur

18.000 YTL kredi kartı borcum olduĵnu öğrenen babamın ilk tepkisi; "Keşke korunsaydım".

İntikamın Böylesi

Sen annene kızıp, o minicik pipinle buharlı ütünün içine işemeyi akıl ettin ya! Anneni buram buram çiş kokularıyla iş erine yolladın ya! Annen ancak arkadaşları ”acayip kokuyorsun” dedinde işi çözdü ya! Ben de sana geleceğin itirafçısı Oscar ödülünü vermez miyim? Veririm, üstüne bir de ben seni yerim ya..

     Dalgalar durulunca

Alkolün kanda yeterli (!) miktarda olduğu bir gece MSN açılır ve ”içtim yine dalgalanıyorum ben” yazılır. Ertesi sabah aldığınız maille kendinize gelirsiniz: ”Orada dalgalar durulunca sen beni bir ara. BABAN”

 ηa¢кσgene beklerim

Eğlence içinde yayınlandı | 2 Yorum

3. TEKİL ŞAHIS

 

3. TEKİL ŞAHIS

Olay yeri polis tarafından kapatılmıştı. Kimsenin olay yerine girmesine izin verilmiyordu. Suçluya dair parmak izleri yada bir ip ucu aranıyordu. Makdülün üstünde yarın 3. sayfasına konu olacak gazeteler örtülmüştü. Eli dışarıda kalmıştı. Saatler önce ölmüştü.

Cinayetler seri bir şekilde işleniyordu. Katil hiç iz bırakmıyordu. Daha geçen gün sahile bir ceset vurdu. Balıkçılar sabah saatlerinde kayaklıklarda cansız bedenini buldu. Cinayetin işleniş şekli gene aynıydı. Polis kusursuz bir katille karşı karşıyaydı. Cinayetler esnasında katili herkes görmüştü. Fakat kimse ortak bir ifadede birleşemiyordu. Katile gören tüm görgü tanıkları farklı şeyler söylüyordu.Bu yüzden Robot resmi asla çizilemiyordu. .

Şehir katile ait efsanelerle dolmuştu. Kimileri bir çok kitaba konu bile olmuştu. Hem vardı hem yoktu, bir vardı bir yoktu, sebepsizce geliyor kimseye sormadan gidiyordu, hiçbir yerde yokken, birden fazla yerde aynı anda olabiliyordu, ne yer, ne içer, neye benzer, kimse bilmiyordu, ona dair bilinen ortak tek eşgal buydu. Diğerleri birbirini tutmuyordu. Bazen öldürmüyor öldürmekten beter ediyor delirtiyordu. Bunların çoğu kendini, kendi dünyasında yarattığı tımarhaneye tıkıyordu.

Telsizden yine bir cinayet vakası anons ediliyordu. Bu kez katil makdüle zorla bir şişe ilaç içirmişti. Bir başka telsizden yeni bir cinayet vakası duyuluyordu. Seri katil bu kez kurbanının bileklerini kesmişti. Bu tür olaylar her gece tekrarlanır olmuştu. Uzmanlar kurbanların ortak bir noktasını buldu. Bu güne kadar katilin saldırdığı tüm kurbanlar 3. tekil şahıslardı. Onlardı. Hepsi tek başına bir "O" iken katilin saldırısına maruz kalmıştı. Ben ve sen arasında kalan "O"lar. Peki katil bunlardan ne istiyordu. Daha önemlisi katil kimdi?

Polis zamanla bir çok ipucuna ulaştı. Katile yazılmış mektuplar, otopside makdüllerin yüreklerinde yapılan tahribat ve ölmeden önce bir kurbanın, katilin ismini duvara yazmış olması katilin kim olduğunu gösteriyordu. AŞK tı. Başta hiç kimse inanmadı. Dünyada bütün güzelliklerin sebebi olan aşk nasıl eli kanlı bir katil olabilirdi. Belki ondan hiç umulmadığı için bugüne kadar yakalanamamıştı. Herkes şaşkındı. Yapılan araştırmalar çok acı bir gerçeği ortaya çıkardı. Aşk ben ve sen arasında yaşanmalıydı. 3. bir kişi asla olmamalıydı. İşte o zaman, "O" yani 3. tekil şahıslar aşkın acımasızca katlettiği kurbanları oluyordu.

Peki kim bu 3. tekil şahıslar. Bir zamanlar ben yada sen olanlar, yada bunu başaramayanlardır aslında "O" lar. Leyla Mecnuna, Mecnun Leyla’ya aşıkken, Mecnun’dan başka Leyla’ya, Leyla’dan başka mecnuna aşık olanlar. 3. tekil şahıslar. Sevdiği bir başkasının kollarındayken payına ağlamak düşenler. "O" lar. Aşkın 3. tekil şahıs kurbanları. Onların sesi duyulmayacak hiçbir gece. Sevdiklerinin ama söyleyemediklerinin, belki de karşılık bulamadıklarının adı ağızlarında tek hece.  Hiçbirinin adını bilmezsiniz. Siz onların masalını dinlerken aşk katliam yapardı. Katliam başlardı, sevdalı akla düştüğü her gece.  

Aşk bir nevi ihtilal gibidir. Ben ve Senin başa geldiği bir ihtilal ve O ların kurşuna dizildiği bir devrimdir. Aşk ben ve sene ne kadar demokratsa O’lara o kadar Anarşisttir. Geldiğinde cinayetler başlar. Kurşuna dizilenler hep 3. tekil şahıslardır. Aşkına karşılık bulan herkes aşkın katil olmadığını olamayacağını idda etti. Aşk aslında çok becerikli bir katildi. Çünkü sevdasına karşılık bulamayanları öldürürken hepsine İNTİHAR süsü verirdi… 

Cellat uyandı yatagından bir gece
‘Tanrım’ dedi:’Bu ne zor bilmece;
Öldükçe çoğalıyor adamlar,
Bense tükenmekteyim öldürdükçe..’ 
                                                  

TAKMA KENDİMDEN CAN SIKINTIM… ÖNCEDEN BERİDİR BİR ÖLÜM TAKINTIM.. BUNUDA YÜZÜME VURMASINLAR… ZATEN EVDE YÜZÜM ASIK, DIŞARDA SEMPATİK TAKILDIM…


dimi..!

Sen

Birini seversen,

O

Seni sevmez

Gider başka birini sever.

Baska biride onu sevmez.

İşte buna AŞK derler…!

ηa¢кσ

DUYGUSAL içinde yayınlandı | Yorum bırakın

ARKADAS KALALİM

  Hayatın en Hüzün’lü anı:Mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek

bir Çiçek olmadığını anladığın AN’dır.

  

Biz En İyisi…
"arkadaş kalalım."
İşte yine o! O klasik, söyledikçe tükenmeyen, yazdıkça bitmeyen, konuştukça
sonlanmayan söz; "arkadaş kalmak". Biten bir ilişki için değil, başlamamış
bir ilişki için söyleniyor bu kez. Ama, sonuçları açısından farklı olduğu
söylenemez. Her durumda, "Hayır" kelimesinin kibar bir karşılığı oluyor.
Hayır! Seninle olmaz! Artık olmaz! Hiç olmaz!
"Lütfen üzülme! Niye üzüldün ki şimdi?"
Niye mi üzüldüm? Hiiç, bakır üretimimiz azalmış bu yıl, aklıma geldi birden
ona üzüldüm. Başka neye üzülebilirim ki? Senin bir başkası için güleceğine,
bir başkası için üzüleceğine ve bir başkasıyla sevişeceğine üzülüyorum.

 
Benimle bunları hiç yapmayacak olmana üzülüyorum. 


 Beni, gelecekte hayatına girecek kadına tercih etmemiş olmana
üzülüyorum. Bir başkasını, kendin için daha iyi bulmuş olmana üzülüyorum.
Sana hiç sarılamayacak olmama üzülüyorum. Seninle yaşayamadıklarımız beni
üzen. Yaşayabileceklerimiz. Yapabileceklerimiz. Ve tüm bunları, yani
hayalini benim kurduğum şeyleri  başka biriyle hiç itirazsız gönüllü olarak
gelecekte yapacağını bilmek. O birinin gelip benim kurduğum hayalleri
sahipleneceğini, yaşayacağını bilmek. Bir süre sonra senin için arada bir
hatırlanıp aranacak kişi haline geleceğimi, en mutlu anlarında beni aklına
bile getirmeyeceğini bilmek. O anlarında yanında olamayacağımı, sana
sarılıp saçlarını okşayamayacağımı, en önemlisi o mutlu anları yaşatan
kişinin ben olamayacağımı bilmek.Daha ne dememi istiyorsun? Neye üzülüyor
olabilirim?
"… ama bir de şöyle düşün, dost olarak da pek çok şeyi paylaşabiliriz."
Doğru! Paylaşabiliriz elbette, ama sadece "pek çok şeyi". Her şeyi değil.
Oysa ki ben her şeyi paylaşmak istiyorum seninle, hiçbir şey eksik kalmasın
istiyorum, yaşanacak ne varsa yaşamak istiyorum, çünkü sen buna değecek
birisin.Tüm bunları yaşamak için seçtiğim çok özel birisin sen. Dostum
değil, sevgilim,hayatımı paylaşacağım kişi olmalıydın. Canım sıkkın
olduğunda kucağına kıvrılabileceğim, beni avutmasını isteyebileceğim,
neşeli olduğumda keyifle sarılacağım ve uzun uzun öpeceğim, elinden tutup
başka kimse yokmuş gibi şehirde sonsuza dek dolanacağım ve şehvetle
sevişeceğim kişi olmalıydın. Dostunla yapamazsın bunları. Dostunla ne
yaparsın biliyor musun? Uzun uzun konuşursun. Bazen sevgiline bile
anlatmayacağın şeyleri anlatırsın. Canın sıkkın olduğu zaman şımartılmayı
da istersin, hafif iltifatlar almayı da, hatta belki arkadaşça flört etmeyi
dahi,ama hepsi o kadar.Tüm bunlar, diğeriyle karşılaştırıldığında çok
zavallı bir teselli oluyor. Dostunla konuşursun. Arkadaşlarını anlatırsın.
Hayatındaki diğer kadınları anlatırsın. Seni nasıl üzdüklerini, nasıl
sevindirdiklerini… Ve o dostun, arkadaş kalamamışsa seninle, yani
yüreğinin derinliklerinde bir yerde hala seviyorsa seni, tarif edilemez
bir acıyla dinler sadece. Diyecek bir şey de bulamaz. Senin nasıl ciğeri
beş para etmez kişilerle birlikte olduğunu, niye o kişiyi sana tercih
ettiğini, seni nasıl mutlu edebileceğini düşünür durur. O yüzden ileride
sevgililerinle, yani gelip hayallerimi çalacak hırsızlarla yaşayacağın
problemleri anlatırken bana, gözlerimde sessiz bir isyan görürsen şaşırma.
Ve bil ki, hala dostum değilsin sen benim. Hala sevgilimsin. Öpemediğim,
sarılamadığım ve dokunamadığım sevgilim. Hala içimde bir yerde yaşıyorsun 
Demekki ve hep orada kalacak bir kısmın… Yaşanamayanlar listesinde ömrümün sonuna dek
duracaksın. Liste çok kabarık… (uyumak,kumru yemek,sharmda dalmak)
Ama sen en üstte olacaksın, ta ki senden
sonra biri çıkıp aynı acıları yaşatana kadar.  

"… seninle konuşmak çok hoş,Günümün en güzel şeyisin üstelik eğlencelisin de, ama…"

Ama bir şekilde olmuyor işte. Bir şekilde sana uygun değilim. Seni
güldürebilirim, şımartabilirim, kendini iyi hissetmeni sağlayabilirim,
hatta "fazla ileri gitmeden" flört bile edebilirim, ama sana asla
dokunamam. Buna izin vermezsin. Sana bir şekilde daha uygun ve seni illa ki
daha çok üzebilecek birini bekliyorsun, biliyorum. Erkekler de kadınlar da
hiçbir zaman kendilerine uygun birileriyle beraber olmaz çünkü. Mutlu
olabileceğini hissettiği ilişkiden kaçar. Kendisini daha fazla üzebilecek
birini bekliyordur çünkü. Ona daha fazla acı yaşatacak, kaprislerini
çekmeyecek, ağlatacak birini. Biliyorum, çünkü ben de öyleyim. Şimdiye
kadar bana uygun ilişkilerden kaçıp beni daha çok üzeceklere yönelmedim mi
sanıyorsun. Şu nefret ettiğim, "arkadaş kalalım" lafını benim bile
söylediğim oldu.(hemde ne çok bilsen) O yüzden anlıyorum seni. Bu üzülmemi engellemiyor. Bir
yanımın senden nefret etmesini de. Ama anlıyorum işte. Allah kahretsin ki,
anlıyorum.Anlamasam belki daha kolay olacaktı.

"…yani…"
Arkadaş kalalım.

Biliyorum, ama biz en iyisi arkadaş kalmayalım. Sen arkadaşım olarak kal
istersen, ama ben bir yönümle hep seveceğim seni. Seninle yaşanamamış bir
sürü şeyim var çünkü. O şeyleri yaşamadan seni unutmam mümkün değil işte.
İşin komiği ne biliyor musun? Tüm bunları yaşamış olsaydık, belki de
"Evet." diyecektim sana ve bunda samimi olacaktım. Çünkü hayallerimi
tüketmiş, çoğunun sadece hayal olduğunu anlamış olacaktım. Ama bunları
yaşayamadan "Evet" dememi bekleme benden. Hiç aklımdan çıkmayacaklar
çünkü. Hep içimde yaşayacaklar. Gerçeğinden daha güzel olarak hem de.
Onları tüketmeden seninle arkadaş olamam ki…
Yine de "Evet." diyorum sana. Seni tamamen kaybetmeyi göze alamıyorum
çünkü. Sonunda daha kötü olacak, biliyorum. Seni istemiyormuş gibi yapmak
rollerin en zoru, ama deneyeceğim. En azından gittiği yere kadar.
Hayatımdan çıkmanı istemiyorum çünkü. Bir gün "Evet" diyebileceğinin
umudunu yitirmek istemiyorum. Bu yüzden, ben daha fazla rol yapamaz
olduğumda, beni çok suçlama.Kırılıyorum. Seni sonsuza dek yitirmek istemiyordum çünkü.
Bir şekilde yanımda olmanı istiyordum. O zavallı teselliyi kabullenmeye
çalışmak, senin başka kişilere yaşayacağın acılara, sevinçlere katlanmak
ve seni umarsızca sevmek…

Bana söylediklerin… 

yaşamımın en kötü dönemine geldi bu surec sadece ayakta kalmaya çalıştığım uzun bir döneme
olabildiğince az şeyle ilgilenmem gerekiyor yaşam yükünü azaltmalıyım …tam yapamıyorum ama…
(ama sakın bana birdaha söz verme)sana söz vermeye zorlama beni..
(hayatımda yerin yok diyor)hayatımda birini söz vermeye zorlamakla suçlanmadım 

(SÖZ VERMİŞTİN BANA)
Nasıl bir silah kullanmışsam.. 

Özür dilerim yanlış yaptığım için değil bunu yazabilecek muhatabın olduğum için
Kızma bana. Birgün daha fazla rol yapamayacağım çünkü, biliyorum. O gün
geldiğinde, suçlama beni yeter. Elimden geleni yaptım çünkü…

ηa¢кσdaη  itiяαƒLaя

Hayat S€ni ÖyLe Bir Noktaya GetiRiR Ki; Kendini S€vdikLerinLe Şavaşırken Nefret ettikLerinLe Şevişirken buLursun.

DUYGUSAL içinde yayınlandı | 1 Yorum

HOŞGELDİNİZ

                            بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم                          
 
NACKONUN SEVDİKLERİ:)
 
 
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Dün "Canım" olan, yarın düşmanım olmaz benim..
Yaşananların hatırı hep saklı kalır, ..
Hatırları sorulur, selamları hep alınır
"Sildiklerim" vardır bir de,
Onlar yanlışlarım ve
pişmanlıklarımdır..
Adları anılmaz, hatırları sorulmaz..
Sadece beddualarımdır!
Vicdanla birlikte,
"Şeref" ararım ben
sevdiklerimde..
Her zaman doğru değildir elbet
seçimlerim..
Zaman gelir "Şerefsizleri" de
severim!
Her yerde gözüm kulağım vardır benim,
“Eksik söylemek yalan söylemek değildir” mantığındaki “Çok
Dürüstler”?
Beni değil, kendilerini kandırırlar yalnızca..
Bilmezden gelişlerim, aptala
yatışlarım..
Kaybetme korkumdan değil,
Karşımdakilerin yalan söyleme
potansiyallerine olan
merakımdandır..
"İnkar" olmaz benim hayatımda..
Yaşananı, “Yaşanmamış”
saymam!
Sayanları da SAYMAM!
Kelimelere sığmaz,
Sayfalar sürer beni anlatmak..
Ama ne kadar anlatılırsa anlatılsın,

Yaşayan bilir beni, yaşamayan anlamaz..

Ağırdır sevmelerim.. Her "Yürek" taşıyamaz,
Büyüktür umutlarım.. Her "Omuz" kaldıramaz!!!

 
 
Yüz süz erkekler…
Ve /
Düşen yağmur!
Ten rengi kaçmış vücuduma…

Sırtımda bir günah!
Örülmüş yüzümün arasına,
Mahrem hayatımın sonundan…
Şizofren duygularıma

…Yırtarak içimi,
Ciğerimde soluklanıp /
düşümde intihar eden geceleri…

 
DİDİMDEN SEVGİLER

VİLLA VOYAGEDEN
 
Allahım bana yatakta ölmeyi nasip etme bırak sonuna kadar 
hayatla savaşıyım, mümkünse azraili erkek gönder ölümle sewişeyim
• ASALET; BOYDA DEĞİL SOYDADIR..
• İNCELİK; BELDE DEĞİL DİLDEDİR..

• DOĞRULUK; SÖZDE DEĞİL ÖZDEDİR..
• NAMUS; BACAK ARASINDA DEĞİL YÜREKTEDİR
• GÜZELLİK; YÜZDE DEĞİL BAKAN GÖZDEDİR!
• HAYAT ÖYLE BİR KARMAŞA Kİ;
• YA DOĞRU ZAMANDA YANLIŞ İNSANI ÇIKARIYO…
• YA DA YANLIŞ ZAMANDA DOĞRU İNSANI…
• ARTIK GÜVEN, HUZUR ve SEVGİ BULMAK ÇOK ZOR
• İNSANLARI TANIMAK BİR OKADAR İMKANSIZ.
• YA ZAMAN’ A YENiLiYORSUN, YA DA KiSiYE!!!

 
karanligin Pezevenk Olup Yalnizligi Bana Satmasina ,
Yalnizligin Orospu Olup Benimle Yatmasina ,
Düslerimin Pic Kalmasina Alistim BEN  (Nacko)

                               

 

Düş peşime:Düş peşindeyim!

Biz üç kişiydik…Ben,Keyfim…Ve Kahyası

 

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

ŞEHİDİM ANNEM

           
 
Ş€HİDİM ANN€M
Davullarla, zurnalarla uğurladın beni Asker Ocağına, elimde bir valiz, bir de ceketim vardı.

Kalın kazaklarımı koymuştun; oğlum oralar soğuk olur, üşütme diye.

Ana kucağı derler Asker Ocağına. Gerçekten öyleymiş. Üşümüyorum annem.

Demiştin ya kendine iyi bak oğlum diye, babama da söyle; insan tek kalınca üzülür, içlenirmiş

Biz burada binleriz, on binleriz annem. Hepimiz ana baba çocuğu, Askeriz, MEHMETCİĞİZ annem…

Dağlarımızı saran çakallardan temizlemeğe çalışıyoruz annem,

Yıllarca Kardeş bildiklerimizde, belki aynı fırından ekmek yediğimizden,

Aynı vatanın havasını yıllar yılı soluduğumuzdan,

Şimdi nifak tohumları ekenlerin hizmetinde olanlardan,

Biz dimdik ayakta, çakı gibi askeriz. NEFERİZ ANN€M…

Az kaldı annem.30 gün… Sonra hep birlikte olacağız. Vatan borcumu bitirip sizlere kavuşacağım.

Annem, benim pamuk annem babama söyle kurbanımı, aslan oğlunun koçunu unutmasın…

Buralarda düşman uyumuyor annem. Gecemiz gündüzümüz kalmadı, Sakın, sakın şikayet ettim zannetme… Biraz önce postallarımı boyadım, silahımı temizledim.

Vatan toprağında, Şırnak’ ta Nöbetteyim, beklemedeyim, sınırdayım annem…

Birkaç gündür yoğunlaştı it sürülerinin saldırıları annem,

Ama sen üzülme, ağlama annem, beni bugünler için yetiştirmedin mi?

Hani çok sevdiğim siyah montum vardı ya; sakın kimse giymesin diye tembihlediğim.

Kardeşim, Ahmetim çok severdi, bırak giyinsin… kader bu belki döner, belki hiç dönemem..

Yirmi kişiyle uğurladığın, hasretiyle yandığın, ASKER oğlunu belki binlerle karşılayacaksın Annem…

Haziran 1995 gece yarısı, saldırıya uğradım, Kurşun yedim, Ölmedim annem.

Parola VATAN, İşareti NAMUSTUR derdin. Namusum uğruna can verdim annem.

Bana verdiğin tertemiz, helal sütüne layık olmaya çalıştım, düşmana, kalleşe yol vermedim

Ben ölmedim annem. Metinler, Mehmetler, Ahmetler Süleymanlar, Yunuslar, Yusuflar…

Kısaca MEHMETCİKLER ölmez. Hakkını helal et benim canım annem…

Annem; YARİME söyle beni beklemesin, karalar bağlamasın beyaz duvak yerine,

Bana kısmet değilmiş onunla bir yuva kurup, aynı yastığa baş koymak, çocuklarımızı büyütmek…

Annem söyle ona; dünyada istediğim tek şey; işten geldiğim zaman evimin kapısını onun açmasıydı…

Söyle ki; ondan ve hayallerimden ayrılmama sebep olanlar, Mardin’de, Şırnak’ta ve Ankara’dalar…

Benim milletimi temsil ediyorlar mecliste. Çakallar düz ovaya indiler, siyaset yapıyorlar annem…

Biz askerlikten kaçmadık, Kantinde askerlik yapmadık,

Düzmece rapor alıp, askerlikten de muafta tutulmadık.

Biz, Biz hiçbir zaman YAN G€LİP Yatmadık, K€LL€ olmadık, Ş€HİT olduk annem…

Al Bayraklara sarılı, küçük bedenlerimizle dev olduk, geçit vermedik.

Biz Vurulduk ama BİTM€DİK annem…

Bayramlarda elini öpmeğe gelemiyorum, Üzülme Annem, ama sen sakın beni ziyaretsiz bırakma, Biliyorsun ŞEHİTLER; Şehit olunca değil, UNUTULUNCA ÖLÜRMÜŞ, sen sakın beni unutma!!!

Başını dik tut, Onurlu, gururlu ol, sen Ş€HİT annesisin… Ağlayıp, kalleşleri sevindirme…

Üzülme, ben hep sizinleyim; otobüste, dolmuşta, evde ve dükkânda… Kısaca Yüreğinizdeyim…

Bekleme beni güzel annem… sizlere hem çok yakın hem de çok uzaklardayım…

Dönemem, gelemem, sizleri bir daha göremem annem… Sana sarılıp artık öpemem.

Hakkını helal et annem. Sen de; vatan toprağım, güzel insanlarım…

Dedim ya; Ben ŞEHİDİM, Bingöl Dağlarında, Gabar’da, Şırnak’ ta, Nusaybin’de, Van’da,

Vatanın her karışındayım. Artık Tüm Türkiye’nin Şehidiyim…Görevimi tamamladım annem…  


Evim, artık EDİRNEKAPI şehitliği… Mermerden Mezar taşım. Başucumda iki resim; biri Ay yıldızlı bayrağım, diğeri benim resmim. Üstünde al al açan çiçeklerim. Toprağa düştüm Çiçek oldum… Çiçeklerimi soldurma annem…

Tüm Ş€HİT Annelerine
η∂¢кσ   
Mehmetcik siiri (bu siirde aglamamak yürek ister)
 
DUYGUSAL içinde yayınlandı | 1 Yorum

BEN ve NİLÜFER…

….bostan dolabının yanındaki,

suları bana kahverengi gözüken, o küçük ve

eskimiş havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere

gidip bakardım çocukken, babam,

onların kökleri olmadığını anlatmıştı bana.

Neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için

kullandıklarını ancak büyüyünce anladım.

Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi

azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir

havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlardı.

Hayat da böyle bir şeydi benim için ; hep

bir yerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere

gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatın özeti buydu.

Bende bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim,

öyle solgun nilüfer gibi bir havuzun içinde

yalnız başına durdum, köklerimi salamadım,

ne, olduğum yere sağlamca yerleştim,

ne, başka diyarlara kaçabildim,

Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler

oldu ama kimse yakasına takmadı beni,

kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp

büyütmek için uğraşmadı.

Onlara ihtiyacım olmadığını, havuzumda

tek başıma yüzebileceğimi düşündüler.

Ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı,

kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim.

Ne garip başka bir şeyde olmak istemedim,

beni beğenmeleri yetti bana…

Köksüz bir hayat, çaresiz yalnızlık, tuhaf keder.

 
η∂¢кσ  
 
çiçekler içinde yayınlandı | 2 Yorum

ÇARESİZ ANNE((

 

ÇARESİZ ANNE 

 

 

 

 
 
 
 
annenin çaresiz bakışları. Ölen oğlunun bakışları kurşunlardan daha ağır..

Bu,fotoğrafçok acı.. Psikolojimizi ,bozabilecek nitelikte ama su kadar,ateş, kadargerçek.. Tokat gibi insanın suratında patlıyor. Acımasız,savaşın yüzünü.gösteren bu kare
Bakuba’dan..  İşte can ..yakan bir,hikaye…

Irakne Ramazan dinliyor ne çocuk.. Orada da okullaraçıldı. Kusay da buöğrencilerden biriydi. Kardeşi Ziya ve annnesi ilkgünde bu heyecanınaortak olmuşlardı..

Oturdukları yer Bakuba’ydı. Bombaların eksik olmadığı, ceset tarlalarına dönen bir bölge..

Hani şu her gün saldırı haberlerinin geldiği ölüm vakalarının hiç eksik olmadığı yer..

Okul,bitmişeve dönüş vakti ,gelmişti. İki küçük öğrenci ,otomobille evlerine,yolaldılar. Araçta tatlı bir heyecan vardı. Annesine ilk,günü,anlatıyorlardı.

Annesi hem sevinçli, hem de deendişeliydi..Seviçliydi çünkü, oğullarının yaşıtları kör bir saldırınınkurbanı,olduğu yerde hayattaydı..

Ne tuhaf ki hayatta kalabildiğin her gün bir nimet olarak görülüyordu.

Endişeliydi çünkü serseri bir bombnın ,ya da kurşunun ne zaman ve nereden geleceği belli değildi.

Yüzlerine,bakıpiç geçiriyordu. ,Kendi hayatları umutsuz bir girdabıniçindeydi..Çocuklarını nasıl bir gelecek bekliyor bilmiyordu.

Onlara güvenli ve refah dolu bir gelecek dilemekten başka bir şey gelmiyordu elinden.

Tam,bunlar,düşünürken ,makineli ,tüfek ,sesleri duyuldu. Gürültügiderek,yakınlaşıyordu. Kulakları ,sağır ,eden ,patlama, sesleri,işitiliyordu.

Annesinin.korktuğu başına gelmişti. Otomobillerimakineli tüfeklerle taranıyordu.Kusay şanslıydı, seken kurşunlar onu,yaralamıştı.

Ama 6yaşındaki, Ziya için aynı şey söz ,konusudeğildi.. Ağır yaralıydı. Canvermek üzereydi.. Annesi, gözyaşları, veferyat içinde oğluna sarıldı..Kollarının arasına aldı..
,

6yıl kahrını ,çektiği, büyüttüğü ,canve kan verdiği oğlu ,ellerininarasında ,kayıp gidiyordu. Bu bir annenin,isteyeceği en ,son şeydi.

Annesi ,onu son kez morgda, ziyaret etti. Bir kez daha ellerinin, arasına aldı onu.. Pantolonu kandan ,kırmızıya bulanmıştı..

Çarşafı ,son kez, kaldırdı.. Gözleri açık gitmişti.. Elleriyle başını okşadı.

"Ben,neden,öldüm, suçum neydi" dercesine bakıyordu sanki..Anne,merhametiyle,sarılan anneyi kurşunlar, değil de oğlunun o bakışları
……………..


insandeğeri,işte bukadar ucuz,onlar sadece yaşamak istiyor,ama onlara bunuçok görüyorlar,biz sıcak yataklarımızda.yatıyoruz eğleniyoruz,ölüm bile,aklımıza gelmiyor sanki hiç ölmücez,ama onlar her an ölüm tehlikesialtında,onlar bizim ,müslüman kardeşlerimiz.yarın unutma ,bizde budurumda olabiliriz..!!

  N@cko  

  

   


 

Haberler ve politika içinde yayınlandı | 1 Yorum

Allah Belanı versin Suzan

Allah belanı versin Suzan
Mesajlarım gönderildi
İleti raporlarım geldi
Hemde hergün dört defa
En son attığın mesaj üzerinden tam dört ay geçti
Bir ara bir sor Allah aşkına
Hiç olmazsa bazı bazı çaldır kapa
Sen unuttun ama ben nasıl unuturum lan seni
450 tane kutu kola, 650 adet efes şişe bira 247 paket
malbora kısa, 770 buket beyaz papatya, 1240 mesaj iletisi
Vede cuma namazı misali her pazar uğradığımız türkü bara
Peçetelere devamlı yazdırdığım suzan suzi istek parça
Unutulurmu bunlar kitapsız
Ben amatör aşıkmıyım ki detayları atlayayım
En son giydiğin mavi buluzunun beyaz çizgileri bile aklımda
Bu kadar şey unutulur mu imansız
Kanser ettin lan beni
Kaç defa indim çıktım yüksek binaların çatılarına
Gözlerim dikilip kaldı ilaç kutularına
Her cuma hazırlayıp bozdum boş ilmekli sehpa
Mayın kadar sabırlı değilim lan ben
Madem terkedecektin gidecektin
Niye lan bu kadar eziyet
En sonunda bunuda yaptın
Kokusundan bile nefret ettiğim
Sigaranın tiryakisi ettin lan beni
Görsen nasılda yakıyorum ard arda meleti
Şİmdilik günde bir paket
Duman ettin lan beni
Ayrılığa dair ezberlemediğim aşk şarkısı
Okumadığım Atilla İlhan şiirlerikalmadı
Bari sana aldığım hediyeyi alıp gitseydin
Ah Suzan ah bizim ilişkimiz doktor ve reçetesi gibiydi
Nasılki doktorun yazdığı reçeteyi sadece eczacı anlıyorsa
senin kalbinden de anca ben anlarım lan
Bilmem ki neyimi beğenmedin
Kırışıkta değildi yüzüm
Eh fena da sayılmazdı tipim
Giyim tarzım mı hoşuna gitmedi yada gülüşüm
Anlamadım ki neyim
İsrafilin suru gibi üfledin bitirdin herşeyi
Amaaa
Sana en büyük bedduam
Nasılki tüm dünyada insanları öldürenlerin günahının yarısı
İlk cinayeti işleyen kardeş katili Kabili öldüren Habile yazılıyorsa
Tüm terkedenlerin günahlarının vebali
Senin o ince boynuna
Bak suzan kimlereaçmıyorum telimi:)
(ah ulan ahh bir suzan olamadımya ona yanarııım)
Mülayim Sert (tamda beddua edecek isimde)
 
 
Şiir içinde yayınlandı | Yorum bırakın